DOLAR

Alış:
Notice: Undefined variable: dolarAlis in /home/agca5858/public_html/wp-content/themes/ohaber/parts/currency.php on line 34

Satış:
Notice: Undefined variable: dolarSatis in /home/agca5858/public_html/wp-content/themes/ohaber/parts/currency.php on line 35

EURO

Alış:
Notice: Undefined variable: euroAlis in /home/agca5858/public_html/wp-content/themes/ohaber/parts/currency.php on line 39

Satış:
Notice: Undefined variable: euroSatis in /home/agca5858/public_html/wp-content/themes/ohaber/parts/currency.php on line 40

GBP

Alış:
Notice: Undefined variable: sterAlis in /home/agca5858/public_html/wp-content/themes/ohaber/parts/currency.php on line 44

Satış:
Notice: Undefined variable: sterSatis in /home/agca5858/public_html/wp-content/themes/ohaber/parts/currency.php on line 45

Ana Sayfa Biyografi 9 Şubat 2019 3255 Görüntüleme

ÂŞIK VEYSEL

Dr. Doğan KAYA

Veysel, 1894 yılının güz aylarında Şarkışla ilçesinin Sivralan köyünde doğmuştur. Şatıroğulları sülâlesindendir. Babası köyde Karacaahmet diye anılan Ahmet’tir. Annesinin adı da Gülizar’dır. Çocukluğu ve gençliği köyde geçmiştir. Veysel, iki iki kere evlenmiştir. Eşlerinin adı Elif ve Gülizar’dır. İl eşiyle sekiz sene evli kalmıştır. Daha sonra Hafik’in Karayaprak köyünden Gülizar’la evlenmiştir. Bu evlilikten de Zöhre Beşer, Ahmet, Hüseyin, Menekşe Süzer, Bahri, Zekine (Sakine) ve Hayriye Özer adlarında yedi çocuğu olmuştur. Gülizar, 29 Ekim 1991’de vefat etmiştir.

 

İki gözü de görmeyen âşık, günlerini babasının Ortaköy’deki Mustafa Abdal tekkesinde kendisine aldığı üç telli kırık sazla geçirmeye başlamıştır. Önceleri çok acemi olması, başkaları gibi saz çalamaması şevkini kırmış, ancak babasının ısrarıyla ve kendisinin de yavaş yavaş saza hâkim olmasıyla, sonraki seneler iyi saz çalan bir usta olmuştur. İlk saz derslerini Molla Hüseyin’den alan Veysel’in ustalaşmasında, sık sık Emlek yöresine gelen Divriği’nin Çamşıhı yöresi saz ustalarından Ali Ağa’nın büyük oranda rolü olmuştur. Ali Ağa ona, Kul Abdal’ın, Emrah’ın, Tarsuslu Sıtkı’nın, Akkaşların Hüseyin’in, Kaleköylü Kemter Baba’nın ve İğdecikli Veli’nin şiirlerini çalıp öğretmiştir. Bunun yanında Emlek yöresi âşıklarından Ali İzzet Özkan, Mihmanî (Yüzbaşıoğlu), Devranî, Aziz Üstün, Hüseyin Gürsoy, Ali Özsoy Dede gibi simalar, Veysel’in bu vadide ilerlemesinde büyük pay sahibi olmuşlardır. Veysel’in düşünce dünyasının zenginleşmesinde ufkunun açılmasında Mescit köyündeki Salman Baba’nın şüphesiz büyük payı vardır ve rolünü göz ardı etmemek gerekir. Ayrıca Veysel’in pek çok şiirinde Pir Sultan Abdal’ın, Kul Mustafa’nın, Kul Mehmed’in ve Ruhsatî’nin, Âşık Kerem’le Garib’in etkileri açıkça kendisini hissettirir. Etkilediği âşıklar içinde Orta Anadolu’da yaşayan âşıklar başta gelir.

Yirmi yaşlarına geldiğinde artık iyi saz çalan, iyi ustamalı şiir okuyan bir halk sanatçısı olmuştur. Önceleri Ortaköy, Hüyük, Sarıkaya, Beyyurdu, Hardal, Viranyurt gibi çevre köylerde düğünlere gitmeye başlamıştır. Zamanla iki-üç aylık sürelerle Sivas, Tokat, Kayseri ve Yozgat gibi illerin köylerine gitmiştir. Önce çevre köylerde kendisini göstermiştir. Bu arada biraz önce sözünü ettiğim I. Sivas halk şairleri bayramına katıldı. 1933’ten itibaren arkadaşı İbrahim’le ülkeyi dolaşmaya başlamıştır. İbrahim’le olan beraberliği 1940’lı yıllara kadar sürmüştür. Daha sonra onun yerini Küçük Veysel (Erkılıç) almıştır. Bu arada, İstanbul’a gidip plaklar doldurmuş; radyoda konser vermiştir. Veysel’in İstanbul’da doldurduğu plaklar içinde XIX. Yüzyıl halk şairlerinden İğdecikli Veli’nin’nin ‘Mecnun’um Leyla’mı gördüm’ adlı türküsü ile kendisine ait olan ‘Atatürk’e Ağıt’ adlı eseri çok ilgi görmüştür. 1940’ta İbrahim’den ayrılıp Küçük Veysel’le (Veysel Erkılıç), küçük Veysel’in de 1960 yılında ölmesi üzerine oğlu Ahmet Şatıroğlu ile birlikte ülkeyi gezmeye başlamıştır.

Veysel’in ömrünün belli bir bölümünü köy Enstitülerinde yaptığı öğretmenlik işgal eder. İyi bir aylıklar her sene bir enstitü olmak üzere Adapazarı Arifiye Köy Enstitüsü, Hasanoğlan Köy Enstitüsü, Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü, Kastamonu Gölköy Köy Enstitüsü, Yıldızeli Pamukpınar Köy Enstitüsü ve Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsünde çalışmıştır. Bu arada Çifteler Köy Enstitüsünde iken meşhur ‘Toprak’ şiirini yazmıştır. Ayrıca Çanakkale’nin Savaştepe, Erzurum’un Pulur, Malatya’nın Akçadağ, Kırklareli’nin Kepirtepe, Adana’nın Düziçi Köy Enstitülerinde de konserler verir. Bu faaliyetleri 1941-1946 yılları arasında olur.

Veysel pek çok sanat faaliyetlerine katıldı, okul ve kışlalarda sayısız konserler verdi. Ayrıca 30 Ekim 1964’te Sivas’ta yapılan II. Sivas Halk Şairleri Bayramına ve 28-30 Ekim 1967’de Feyzi Halıcı’nın düzenlediği II. Konya Âşıklar Bayramına da katılmıştır.

Onu kültürümüze kazandıran Ahmet Kutsi Tecer olmuştur. Onun yıldızı Ahmet Kutsi Tecer’in, 5-7 Kasım 1931 tarihinde Sivas’ta yaptığı I. Sivas Halk Şairleri Bayramına katıldıktan sonra parlar. İl bazında sanatını ilk icra ettiği yer Sivas’tır. Veysel, 5-7 Kasım 1931’de I. Sivas Halk Şairleri Bayramına katılır. Mecburî hizmet için 1930’da Sivas’a gelen Ahmet Kutsi Tecer, burada, Sivas Lisesi edebiyat öğretmeni Vehbi Cem Aşkun ve müzik öğretmeni Muzaffer Sarısözen ile tanışır.

Ahmet Kutsi, önce ‘Halk Şairlerini Koruma Derneği’ni kurar ve başkanlığına Belediye Başkanı Hikmet Işık Bey’i getirtir. Halk türkülerinin, hikâyelerinin ve âşıklarının harman olduğu Sivas’ta derneğin tüzüğünde de yer aldığı gibi derhal bir âşıklar programı yapmayı düşünür. Halkın oldukça ilgi gösterdiği Âşıklar Bayramına; Revanî, Meslekî, Suzanî, Süleyman, Karslı Mehmet, Müştak, Yarım Ali, Talibî, Yusuf, San’atî, Ali gibi âşıklar katılır. Üç gün süren Bayram sonrası Tecer, iştirak eden âşıklara ‘Halk Şairi’ olduklarına dair bir kâğıt verir. Bu belge, gezici âşıklara gittikleri yerlerde çok kolaylıklar sağlar. Program sonrasında Veysel’e 10 lira verilmek istenir. O günlerde hemen her Anadolu köylüsü gibi oldukça yoksul durumda olan Veysel; ‘Siz bize değer verip buralara kadar çağırdınız; asıl bizim size vermemiz gerekir.’ diyerek almak istemez, zorla eline 5 lira verirler.

Gözünün kör olması, şiirlerindeki tabii söyleyiş ve ezgilerinin orijinal oluşu, seçtiği konular ve sentezci yapısı Veysel’i şöhret kazanmasını sağlayan en önemli faktörlerdir.

Şiirlerinde genellikle Veysel, bazen de Sefil Veysel ve Veysel Şatır gibi mahlaslar kullanmıştır. Veysel, bir şiiri hariç, bütün şiirlerini dörtlüklerle vücuda getirmiştir. En çok yarım kafiyeyi kullanmıştır. Şiirlerinde ağız özelliklerini muhafaza etmiştir.

Veysel, hemen her konuda şiirler söylemiştir. Ancak orijinaldir ve kendisine hastır. Bunu ezgileri ile de bütünleştirince ister istemez şöhrete ulaşmıştır. Şiirlerinde her ferdin düşüncesine, duygusuna, inancına ve dünya görüşüne yer vermiş birisi olarak şiirlerinde ‘Aşk, Tabiat, Fikri, Dert, Taşlama-Yergi-Eleştiri, Dinî-Tasavvufî-Mistik, Millî, Kendisiyle İlgili, Ünlü Kişiler, Kuruluş-Tesis, Gurbet, Gönül, Yurt-Belde, Öğüt, Fanilik, Zümre’ gibi konuları ele almıştır. İşlediği konular göz önünde tutulduğunda Veysel’in dert, tabiat, vatan-millet ve birlik şairi olduğunu söyleyebiliriz.

Veysel hakkında bugüne kadar yüzlerce makale, bildiri, konferans, radyo televizyon yayını anma günleri de dâhil olmak üzere çok çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bugüne kadar Veysel’le ilgili 35 kitap yayımlanmıştır. Milliyet Sanat Dergisi, Sivas Folkloru Dergisi, Türk Folklor Araştırmaları, Maya Dergisi, Halk Ozanlarının Sesi gibi dergiler bir sayısını Âşık Veysel Özel Sayısı yapmıştır. Bunların dışında ülke dışında da onun hakkında İngilizce ve Fransızca makaleler çıkmıştır. Bunlara bakarak edebiyatımızda hakkında en fazla çalışma yapılan âşığın Veysel olduğunu söyleyebiliriz. Evet. 1953 yılında çekilmiş böyle bir film vardır. Metin Erksan’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Karanlık Dünya’ adlı bir film çekilmiştir. Filmin başrollerini Aclan Sayılgan ile Ayfer Feray paylaşmıştır. Filmin senaryosu Prof. Dr. Bedri Rahmi Eyüboğlu’na aittir.

Ümit Yaşar Oğuzcan’ın 1973’te bütün şiirleri yayımladığı ‘Dostlar beni Hatırlasın’ adlı kitapta Veysel’in 158 şiiri bulunmaktadır. Aradan geçen otuz yıl içinde ben pek çok sözlü ve yazılı kaynağa müracaat ederek bu sayıyı ben ‘Âşık Veysel’ adlı kitabımda 179’a çıkardım.

Yıllarca, çeşitli vesilelerle yurdun muhtelif yörelerinde düzenlenen programlara katılan Veysel, son konserini 15 Ağustos 1971’de Hacıbektaş’ta vermiştir. Artık günden güne güçsüzleşmiş olan Veysel’in, yapılan muayenesinde akciğer kanseri olduğu anlaşılmıştır. 21 Mart 1973 günü bir Nevruz sabahına doğru saat 3.30’da vefat etmiştir.

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi çekebilir

Muhsin Yazıcıoğlu

Muhsin Yazıcıoğlu

Tema Tasarım | Osgaka.com
?>
iletisim@sivashaber.com