ABD Büyükelçiliğine yapılan saldırıyı kınayan Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye’nin güvenlik ve istihbarat tedbirlerini gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
BBP Genel İstişare Kurulu toplantısı, Yalova’nın Koru beldesinde bulunan Harb-İş Dinlenme Tesislerinde başladı. İl başkanlarının yanı sıra Sivas Büyükşehir Belediye Başkanı Doğan Ürgüp’ün de hazır bulunduğu toplantıya, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici de katıldı. Alkışlarla salona giren Destici, basın mensuplarına ülke gündemiyle alakalı açıklamalarda bulundu. ABD Ankara Büyükelçiliğine yapılan saldırıyı kınayan Destici, bu saldırıda güvenlik ve istihbarat zafiyeti olduğunu ileri sürdü.
Sabıkalı ve bilinen bir teröristin böyle bir saldırıyı gerçekleştirebilmesini eleştiren Destici, “Dün Ankara’da hem ülkeyi hem de dünyayı sallayan bir terör eylemi ile karşı karşıya kaldık. Bu saldırıyı kınıyoruz. Dünkü saldırıyı gerçekleştiren terör örgütü militanı, daha önce de benzer girişim ve saldırılarda, eylemlerde bulunmuş. Terör örgütü üyesi olduğu da biliniyor. Sabıkalı birisi ama bizim nasıl bir güvenlik ve istihbarat teşkilatımız var ki, bu kadar sabıkalı olan bir terör örgütü üyesinin bile eylemine engel olamıyoruz. Gelip Ankara’nın göbeğinde böyle bir eylem gerçekleştirebiliyor. Türkiye’nin bu anlamda güvenlik tedbirini yeniden gözden geçirmesini, terörün her türlüsü ile mücadelede yeni bir konsept belirlemesini ve başta hukuki anlamda çok önemli düzenlemeler yapması gerektiğini söylüyoruz” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler’in sözlerine de temas eden Destici, “Hem hükümeti oluşturan siyasi partinin hem de ona ayak uydurmaya çalışan ana muhalefetin siyasi gündem oluşturmak gibi özlemleri olduğunu görüyoruz. Son günlerde ülkemizde bir ırkçılık tartışması var. Daha önce de net olarak ifade ettik. Bugün bir kez daha ifade edip bu tartışmanın Türkiye’nin gündeminden çıkarılmasını istiyoruz. Türkiye’de Türk ırkçılığı da Kürt ırkçılığı da yoktur. Bu suni bir tartışmadır ve yine milleti ayrıştırmayı, kamplaştırmayı ve bölmeyi amaçlayan, oradan da siyasi rant elde etmeyi amaçlayan bir girişimdir. Bugün bu tartışmayı yüksek sesle kimlerin yaptığına baktığımızda, sözlerimizin ne kadar büyük anlam ifade ettiği de o zaman daha iyi anlaşılacaktır diye düşünüyorum. Bizim hep evlad-ı fatihan dediğimiz, Kırım’dan Türkiye’ye kaçan, oradaki zulümden ülkemize sığınan insanlara bile, ‘Burada ne işiniz var? Burası sizin asıl vatanınız değil’ diyecek kadar pervasızca tavırlar sergilenmeye başlanmıştır.
Sözde barıştan ve demokrasiden söz edenlerin yarın ellerine bir fırsat geçtiğinde kendisi dışındakilerle nasıl müdahale edeceklerini ortaya koyduklarını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
TSK ve ordunun birkaç kişinin üzerinden yapılan bütüncül bir yaklaşımla kirletilmesine karşı olduklarını dile getiren Destici, TSK ve orduda suça karışanlar için de hukukun işletilmesi gerektiğini savundu. Destici konuşmasına şöyle devam etti:
“Biz her zaman Türk Silahlı Kuvvetlerini başımızın tacı olarak gördük. Bundan sonra da görmeye devam edeceğiz. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde terör örgütleriyle, özellikle PKK ile iş birliği yapmış veya eylemlerine göz yummuş, birtakım vaatlerle, şantajlarla casusluk yapmış, darbelerin, cuntaların içinde olmuş, kendisini milli iradenin üzerinde görerek silahla millete tahakküm etmiş, demokrasiyi yok etmiş kişilerin varlığı da hiçbir zaman bizim gözümüzde TSK’nın itibarını zedelememiştir. Onları TSK ile ordu ile eş değer görmek ve orduyu suçlamak doğru değildir. Ama hangi grup olursa olsun, içinde suça bulaşan varsa, hukukun dışına çıkan varsa, ülkemizin ve TSK’nın gizli bilgilerini başka ülkelere ileten varsa, 30 yıldır ülkemize zarar veren terör örgütünün yöntemlerine göz yumanlar, darbeci ve cuntacılar varsa bunlarla ilgili de hukuk işletilmelidir.”
Daha sonra basına kapalı olarak devam eden istişare kurulu toplantısı yarın sona erecek.
