Batı kültüründe oyunlardaki degisimleri belirlemeye yönelik pek çok arastırma vardır. Bu
arastırmalar oyunun mevsimler, iklim, etnik gelenekler ve diger çevresel ve demografik etmenler
tarafından biçimlendirildigini ileri sürmektedir (akt. Mergen, 1991). Bazı oyun kuramcıları oyunu http://www.giysigiydirmece.com/ bireyci dogasına önem vermislerdir (Piaget, 1962). Baska kuramcılar ise arastırmalarını asıl sorun olarak oyunun sosyo-kültürel boyutuna dayandırmıslardır. Piaget, kuramını dogal bağlama yogunlastırmamıs ve yalnızca gelisim evrelerini tanımayı ve soyutlamayı amaçlamıstır. Yeni
arastırmacılar kültürel olarak belirlenen davranıs örüntülerine agırlık verdiler. Vygotsky de (1978)
kültüre ve oyunun ögrenilmis dogasına önem vermistir. Feitelson’un (1975) meta-analizinde ve pek
çok etnografik arastırmada oyunun ögrenilmis dogası vurgulanmaktadır (akt. Fleer, 1999). Gaskin ve
Göncü’nün (1999) etnografik arastırması oyunun kültürden kültüre degisen dogasına iliskin kanıtlar
saglamıstır. http://www.giysigiydirmece.com/ Sosyal ve teknolojik degisimler de oyunu etkilemektedir. Smith ve Rosenberg’in (1961) çalısması oyun etkinliginde zaman içinde degisimler oldugunu gösterdi. Mergen (1991) ve başkaları oyuncak tercihinde toplumsal cinsiyet açısından benzer degisimleri saptadılar. Bulgular oyun
etkinliklerinde kusaklar arasında anlamlı farklılıklar oldugunu göstermektedir. Bu farklılıklar teknolojik degisimlerin ve iletisim araçlarının sonucudur. Rossie’nin (1993) Tunus Sahrası’nda çocuk oyun üzerindeki arastırmaları da benzer bulguları vermektedir. Aynı kültür içinde bile kusak farklılıkları toplumsal baglamın oyunları, oyuncakları ve oyun araçlarını nasıl etkiledigini gösteren iyi yemek yapma oyunu bir kanıttır.
Smilansky (1968) sosyo-ekonomik faktörlerin çocukların oyun etkinligini belirlediğini belirtmektedir. Alt sosyo-ekonomik ailelerden gelen çocuklar çok az oyun oynamakta ve sosyodramatik oyuna katılmamaktadır. Feitelson’a (1977) göre, sadece ekonomik etmenler degil Batılı ve Batılı-olmayan kültürler arasındaki farklılıklar da oyunların içerigini ve kurallarını belirlemekte önemli bir rol oynamaktadır. Bir toplumda oyuna verilen deger farklı olabilir. Bazı anababalar çocuklarını oyun oynamaya cesaretlendirmemektedir. Bu anababalar çocuklardan hayvanları beslemeye, ürün kaldırmaya, yemek pisirmeye, baska üretici etkinliklere yardım etmek gibi oyundan daha degerli etkinlikler yapmalarını yemek yapma oyunu istemektedirler. Ailelerin -özellikle annelerin- oyun konusundaki tutumları çocukların oyun oynamalarında çok önemli bir etmendir (akt. Farver, Kim ve Lee, 1995). Çocukların büyüklerle etkilesimleri onların oyun oynamayı ögrenmelerine ve sürdürmelerine yardımcı olmaktadır. Göncü ve digerlerinin (1999) arastırması Leont’ev’in kuramına dayanmakta ve ekonomik
yapının, toplumsal inançların ve degerlerin oyunu nasıl belirledigini ve çocukların oyunda kendi
dünyalarını nasıl tasarımladıgını açıklamaya çalısmaktadır. Leont’ev’in Göncü’nün ve Rossie’nin
bakıs açıları bu arastırmada da benimsenmistir. Arastırmanın amacı, Türkiye’de iki köyde üç kusak
içinde oyunların yapısındaki ve tanımlanmasındaki degisimleri saptamaktadır. Oyunun kuralları,
süresi, oyuncuların sayısı, oyunda kullanılan araçlar gibi yapısal özelliklerin belirlenmesi hedef temizlik yapma oyunları oyna alınmıstır. Oyunların toplumsal özellikleri; oyunun kimden ögrenildigi, anababaların oyun oynamayı kolaylastırıp kolaylastırmadıgı gibi sorularla belirlenmeye çalısılmıstır. Yetiskin müdahalesi,
okullasma, ulasım, tüketim alıskanlıkları, kitle iletisim araçları gibi degiskenler arasındaki iliskiler ve
oyunların yapısındaki degisimler de ele alınmıstır. Çocuk oyunları konusunda Türkiye’nin birçok bölgesinde folklorik anlamda pek çok betimsel arastırma yapılmıstır; ama bunların hepsi derleme arastırmasıdır ve hemen hemen hiçbiri oyunların zaman içindeki degisimini açıklamaya yönelik degildir. Arastırmanın örneklemi Bursa’nın Hasköy ve Dedeköy adlı köylerindeki aileler arasından temizlik yapma oyunları oyna seçildi. Örnekleme yaklasık 10 yaslarında 6 erkek 6 kız çocuk ve onların anababaları ve büyükanababaları girdi. Böylece toplam denek sayısı 60 olmaktadır. Annelerin ortalama yası 30, babaların 33, büyükannelerin 53, büyükbabaların 63’tür. Köy okulun ögretmenleri araştırmacıların ailelerle temas kurmasında yardımcı olmuslardır. Arastırma niteliksel yöntemle yapıldı. Niteliksel yöntem dogrudan veri toplamayı sağlayan betimsel türde bir arastırma yöntemidir